Mart 31, 2010

helinin bir saçının telindemiydi anlamı
veya nefes alışında mıydı
tabi sert göğüs kafesinde de olabilirdi
helin nin anlamı bir yerindeyse soruları bin yerdeydi
helin kendi içini yiyip bitirdi oysa ne kadar halledilebilir şeyler
helin mükemmelliyetçi olduğunun yeni farkına vardı
kendiyle çelişti
bir insan kendi yaptıklarında bu kadar hataya yer bırakmazken
hata yaptığında kendi canını acıtırken
nasıl da diğer herkese karşı böyleydi
helin
attığı bir adımda
anlamını aradı bugün
güldü elini dolaştırdı suratında
ve anladı
helinin kendiyle tanışması gerekti.
18 yaşında henüz çok geç olmamışken.
adını yüksek sesle söylemesi gerekti.
helin helin helin merhaba.

Mart 28, 2010

"so, if you want something
and you call, call
then i'll come running
to fight, and i'll be at your door
when there's something worth running for

when your mind's made up
when your mind's made up
there's no point trying to change it"

Mart 25, 2010

herkesi herşeyi tutup "özür dilerim ama birazcık durabilir misiniz" demek istiyorum. Lütfen azıcık durun da ben yetişebileyim kendime. Kendime bir çeki düzen veriyim, nefesimi dinliyim bir, sonra söz herşeye yetişicem herşeyi halledicem-demek isterdim. Herkesin de hıhı tamam hemen ne demek haydi arkadaşlar duruyoruz! diyip durmalarını. Tabii dünyanın tanımı da "durmayı" tamamen inkar ediyor. O zaman saklansam azıcık? Yani böyle herkes yokluğumu farketmeden ben halledip çıksam. Nasıl olur?
Denmiş ki gez,oku,öğren,harekte geç.
Denmiş ki dünya insanı ol.
Denmiş ki rahatla,sev,açıl,çekinme,korkma.
Ama benim üstümdeki ağı daha yırtamadım,lütfen bekleyin azıcık.
Ben yetişicem size.
Kendime sesleniyorum: Yardım et kendine,zamanın azalıyor.
Rahat olmak isterdim,rahatlamak isterdim.

Mart 13, 2010

"ben böyle yürek görmedim böyle sevgi
şimdi çocuk büyümekte günbegün
bütün hüzünleri okşadı birer birer
gizli bir ümide sarılarak biraz küskün
bir çocuk sevdim uzaklarda
bir elinde yarın öbür elinde dün
erken ihtiyarlamaktan sanki biraz üzgün
dünyanın haline bakıp güldü geçti."